Cevaplanması gereken o sorular
Sizin hiç sütten ağzınız yandı mı? Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş. Böyle buyurmuş atalarımız. Bir sesin sürüklediği vehim, bazı yanlış anlaşılmalar, yaranma-nemalanma güdüleri ve gürültüye karşı susma direnişi ile yaşayan insanlarız. Geçmişin travmalarından kurtulamayıp, karşısına çıkan iyiliğe bile güvenemeyen insanlara borcu var bu dünyanın. Bu kepazelik nereye kadar götürebilir bir insanı, hangi müsait yerde indirir, kimlerle çatıştırır? Bu sorulara cevap bile verdirmiyor bu durum, biliyor musunuz? Öyle bir sefalete sürüklüyor ki insanı... Toplumsal meselelerde hiç görünmüyor bu insanlar. Nerede oldukları belli değil, varlıkları şüpheli. Eski bir metin gibi. Çevirmesen de oluyor bazen. Gerek duyulmuyor hakikatine. Bir parmak bal çalıyorlar ağızlara, sonra da çekip gidiyorlar. Nereden bildiğimi sormayın. Sizi hiç bombaladılar mı? Vicdanınıza sorabildiğiniz şeyler vardır elbette. Bu soruların içi dolu mu yoksa boş mu, işte önemli olan taraf bu. Vicdan, sabah dokuz, a...