Bugün of çekilesi bir gün değil
Kış gelmek bilmiyor. Bir yaz havası hâkim etrafa. Bu havayı değerlendirmeyelim de taşa mı dönelim? Dalgalar sert dövmüyor kayalıkları. Martılar sakin, telaşsız. El ele gezenleri görüyorum ara sıra da olsa. Bir duman, içimden doğru bulutlara karışıyor. Deniz o kadar güzel ki dumanı takip edemiyorum. Şu martılardan birinin yerine geçiversem iki dakikalığına? Demirdeki gemilerin içindeki yürekleri çok merak ediyorum. Kimse görmeden kanatlanıp gelsem. Kimler aşıp geliyor okyanusun azgınlıklarını, hem de evinden bu kadar uzakta? Çok merak ediyorum, hakkım değil mi?
Şu yürüyen, muhabbet eden, fotoğraflar çeken, gülen, birdenbire ciddi olan, laf atsan ortalığı ringe dönüştürecek, telefonda küfürlü konuşan, çöpünü yere atan, yere tüküren, yalan söyleyen insanları görüyorum ve aldırmadan devam ediyorum nefes almaya.
Bu gördüğüm insanlar da beni görüyor. Acaba onlar ne düşünüyordur benim için? Ya da şöyle diyeyim: Ben, birinin benim hakkımda bir şey düşüneceği kadar önemli miyim? Cevabını ben de bilemiyorum. Zira burada çok fazla cevabı meçhul olan sorular var. Burası böyle ve bu böyledir!
Aslında ben denize dönmek istiyorum. Belki de denizin altında yaşamak istiyor da olabilirim. Orada, çok ama çok açıklarda olmak, denize hükmetmek...
Her şey hayallerden ibaret değildir elbette. Belki bir gün hükmederim denize. Nasip olursa önüne kim geçebilir?
Bugün of çekilesi bir gün değil, çok belli.
Yorumlar
Yorum Gönder