Virgül mü nokta mı?
Bu yazı, virgül ve noktanın nerede kullanılıp nerede kullanılmayacağı hakkında gibi göründüyse yanılıyorsunuz demektir.
Ben, bu iki noktalama işareti üzerinden derinlere girmek istiyorum.
Kişiliğinize göre virgül insanı mısınız, nokta insanı mı?
Bunu sorgulayacağız...
Ne demek istiyorum?
Yani, yaşadıklarınız karşısında düşüncelerinizin, tepkilerinizin sonuna virgül mü yoksa nokta mı koyuyorsunuz?
Nokta koyuyorsanız, kestirip attığınız anlamına gelir. Virgül koyuyorsanız, açık kapı bıraktığınız anlamına gelir.
Bu yazıyı okuyanlar, yorum kısmında belirtirse sevinirim.
Kestirip atan fevrilerden misiniz, açık kapı bırakan uzlaşmacılardan mısınız?
Tüm fikirlere saygı duyulmaz. Herkesin bir ''mahallesi'' vardır.
Herkes, kendi mahallesine göre yaşar.
Attığı adımdan, söylediği söze kadar herkes kendi mahallesinin özelliklerini taşır.
O yüzden de kimse, her fikre saygı duyamaz.
Tarafsızlık mesela...
Bana göre rezalete yol açar.
Adam Phillips'in, ''İlgi Arayışı'' kitabından birkaç alıntı:
''Her şey, neyi ilgi çekici bulduğumuza bağlıdır (tabii eğer ilgi çekici bulduğumuz bir şey varsa) -neyi ilgi çekici bulmak üzere eğitildiğimize ve teşvik edildiğimize rağmen kendimizi neyle ilgilenir halde bulduğumuza bağlıdır- ve bir şeye ilgi duyduğumuzda da dikkat kesiliriz: Hatta bazen bedeli ne olursa olsun bir şeye dikkat kesiliriz.''
...
Eleştirmen Aaron Schuster, ''The Trouble with Pleasure'' adlı kitabında şöyle yazmıştır: ''Belli şeylerin, izlenimlerin, modellerin, ritimlerin, dünyamıza çarpık bir tutarlılık veren sözlerin, bize tarzımızı, karakterimizi ve gizli bütünlüğümüzü veren çılgınlık parçalarının çekimine kapılırız ve bu şeyler bizi ister kıyamete sürüklesin ister kurtarıcımız olsun, onların bağımlısı oluruz.''
...
''Her şeyin çekimine kapılmayız, herkesi arzulamayız, yalnızca belli insanlar, imgeler, şeyler, modeller, ritimler ve kelimeler bizi etkiler.''
Bu alıntılardan da anlaşılacağı üzere ''kendi mahallemiz'' doğrultusunda bir şeye, bizi cennete de cehenneme de götürse inanıp savunacağımız sonucuna ulaşıyoruz.
Tam burada Jean Baudrillard'ın ''Kötülüğün Şeffaflığı'' kitabından bahsetmeden geçemeyeceğim.
Baudrillard, bu kitapta şöyle diyor:
''Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. Varım, buradayım değil; görülüyorum, bir imajım; bak bana, bak! Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.''
Birkaç dakika sosyal medyada gezersek, Baudrillard'ın bu sözlerini anlayabiliriz. Herkes reklamcı, kendi görünürlüğünü öne sürüyor. İnsan olarak bir ağırlık, anlam ve varlık göstermektense adsız, anlamsız bir görünme çabası...
Yani: ''Derinliklerimizde her ne varsa onu oraya biz kendimiz koymuşuzdur.''
[Richard Rorty]
Şimdi başa dönelim ve tekrar edelim:
Yaşadıklarınız karşısında düşüncelerinizin, tepkilerinizin sonuna virgül mü yoksa nokta mı koyuyorsunuz?
Bu yazıyı okuyanlar, yorum kısmında belirtirse sevinirim.
Kestirip atan fevrilerden misiniz, açık kapı bırakan uzlaşmacılardan mısınız?
Hayatta karşına çıkan olaylar, durumlar seni bazen nokta koymaya zorlayabilir. Nokta koymak pes etmektir. Öyle zamanlar gelir ki nokta koyman gerekir ama o noktayı koyduktan sonra virgül koymanın kıymetini anlarsın. Sonuçta insanız, "keşke" demektense açık bir kapı bırakmak gerekir. Herkes, her şey ikinci bir şansı hakeder. O yüzden virgül koymak, gerekirse gururunu da çiğneyerek virgül koymak güçlü ve cesur insanların işidir diye düşünüyorum. Teşekkür ederim
YanıtlaSilBu soru “çiçeği koparmak mı yoksa her gün sulamak mı?” gibi aslında. Baktığında ikisi de seviyor, arzu duyuyor. Ama biri koparıp yanına almış, diğeri ise uzağında da olsa her gün yaşatıyor. Ben arzularım için kopartmaktansa, her gün sulayarak yaşatanlardanım. Açık kapı her zaman iyidir. İyi okumalar hocam.
YanıtlaSilHayatı cümleye benzetirsek eğer ikisini de gerektiği yerde kullanabilen söz ustası gibi hayat ustası olur. Virgülle devam etmen gereken yerde noktayı koyduğun zaman geri dönmek, toparlamak kolay olmaz fakat virgülle devam edeceksen önce gelen kelimelerin ağırlığını da taşımaya cesaretin olacak. Nokta ise eski cümleyi içinde belki barındırsada artık başlı başına farklı ve yeni bir cümledir. Önceki cümlenin peşinden de gelse de cümleden ayrıdır. Yerine göre noktayı ve virgülü kullanıp devam edilmeli.
YanıtlaSilusta olamadığım için ben virgülleri severim. Çünkü noktanın pişmanlığındansa virgülle bir kaç kelime daha sırtlanabilirim.
Hayatımda ne kadar noktalamak istediğim şey varsa, hayat bazen beni virgüle itiyor.
YanıtlaSil