Teklif etmesi güç şeyler var
Nedir onlar, onu söyleyemiyoruz maalesef...
Var olduklarını, her yerde olduklarını ve zaman zaman çok can sıkıcı olduklarını biliyoruz sadece.
Bir adım atılsa her şey rayına oturacakmış gibi geliyor ama cesaret yok.
''Çölde bir vaha gibi!'' diye anlatacağımız birileri var ama cesaret yok.
Cesaret yok, cesaret yok, cesaret yok...
Cesaretsiz olmak artık yenilmeye karnım tok anlamına da gelir bir yandan. Bir zaman sonra kılını kıpırdatmaya üşeniyorsun, hatta uykular eriyor nice gecelerin içinde.
Birçok garip üşengeçlikler doğuyor ellerimizde.
Belimizde hep bir yük. Yani olması gereken.
***
Bazı şarkılar açılamaz, bilirsiniz. Eli gitmez insanın.
Bazı yollara çıkılmaz, bilirsiniz. Ayakları gitmez insanın.
Bazı teklifler edilmez, bilirsiniz. Dili varmaz insanın.
Açılamayan o şarkıdan bahsedelim. O şarkı Ebru Gündeş'in ''Çok Mu Gördünüz'' şarkısıdır.
Çıkılamayan yoldan bahsedelim. O yol içimizdeki insanın ''içi''ne gitmeye cesaret edemediğimiz yoldur.
Edilemeyen teklifleri ise siz kendi kendinize söyleyin.
Ama sessizce, içinizden söyleyin!
***
Saçı sakalı birbirine karışmış adam yere çökmüş, telefonun diğer ucundaki ''zat''a şöyle diyordu: ''Bir teklifim var sana. Dinle beni, dinle... Hem de ömürlük. Kabul et, lütfen. Sızlıyor gecem, gündüzüm, uykularım.''
***
Arada bir gülünüyor gibi geliyor bana buralarda. Buralar, dediğim de dünya. Ben buralara, ''buralar'' demeyi çok sevdim.
Yorumlar
Yorum Gönder